TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASASI İnsan Hakları Derneği
Dersin ilk bölümünde, uluslararası ceza hukukunun ‘non bis in idem’, yasallık ve şahsilik gibi temel ilkeleri tartışılacaktır. İkinci bölümde, uluslararası topluma karşı işlenen suçlar, ulusal ve uluslararası hukuk normları çerçevesinde incelenecek ve Avrupa Topluluklarının ortak bir ceza hukukunun yaratılması perspektifine eğilinecektir. Dersin üçüncü bölümü, uluslararası ceza mahkemeleri ve yetkileri, ceza soruşturması ve muhakemesi aşamalarında uluslararası adli yardımlaşma yöntemleri ve suçluların iadesi konuları ile ilgili olacaktır. Uluslararası Ceza Mahkemesi Statüsü, yetki alanı ve uygulaması ile ad hoc ceza mahkemeleri bu bölümde değinilecek temel hususlardandır. Ders kapsamında; öncelikle hasta hakları, rıza, aydınlatılmış onam, doktor hakları, ötanazi kavramları başta olmak üzere Tıp Ceza Hukuku ile ilgili temel kavramlar incelenmektedir. Akabinde tıbbi müdahalenin ceza hukuku bakımından değerlendirilmesi, sağlık personeli tarafından işlenebilecek suçlar üzerinde durulacaktır. Bu derste öncelikle, uluslararası örgütler genel ve ortak nitelikleri itibariyle ele alınıp uluslararası örgütlere duyulan ihtiyaç ve kuruluş amaçları ortaya koyulduktan sonra, uluslararası hukukun süjesi olarak ayırıcı yönleri üzerinde durulacaktır. Bu genel çerçeve içinde, evrensel bir örgüt olarak BM’nin ve bölgesel bir örgüt olarak Avrupa Konseyi’nin uluslararası hukuka katkıları, kural koyma ve kuralların uygulanması anlamında, daha detaylı olarak ele alınacaktır. Bu çerçevede, UAD’nin ve İHAM’ın kararları ve etkileri incelenecektir. Bu derste temel olarak, 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu ile 3257 Sayılı Sinema, Video ve Müzik Eserler Kanunu işlenmektedir.
Komisyon göz hapsi cezasının sözleşmeye aykırı olmadığına ancak oda hapsi ve ağır oda hapsi cezalarının sözleşmeye aykırı olduğuna karar vererek konuyu Mahkeme önüne götürmüştür. Yukarıdaki düzenlemelerden de görüleceği üzere, Disiplin Mahkemelerince verilen oda hapsi cezasının infaz şekli, bireyin bedeninin bir yere kapatılması sonucunu doğurduğundan kişi hürriyetini sınırlar niteliktedir. Göz hapsi cezası daha geniş hareket serbestisi bulunmakla birlikte AsCK’nun 21. Maddesinde kişi özgürlüğünü sınırlayan bir ceza olarak kabul edilmiştir. Yaklaşık 50 yıl öncesinde ve o günün değer yargıları ve maddi koşulları gözetilerek verilen bu karar, kanaatimizce günümüzün değer yargılarıyla örtüşmemektedir. 21 gün boyunca sadece ekmek ve su ile beslenmek belli aralıklarla normal öğün verilse dahi) kişinin sağlıklı yaşama hakkının ihlali olduğu gibi, aç bırakma çağımızın ceza yöntemleri arasında kabul edilemez.
(3) Tanıklıktan çekinebilecek olan kimselere, dinlenmeden öncetanıklıktan çekinebilecekleri bildirilir. Bu kimseler, dinlenirken de her zamantanıklıktan çekinebilirler. (2) Bu çağrı telefon, telgraf, faks, elektronik posta gibi araçlardanyararlanılmak suretiyle de yapılabilir. Ancak, çağrı kâğıdına bağlanansonuçlar, bu durumda uygulanmaz. – (1) Kusuru olmaksızın bir süreyi geçirmiş olan kişi, eski halegetirme isteminde bulunabilir. (2) Süre, hafta olarak belirlenmiş ise, tebligatın yapıldığı günün, sonhaftada isim itibarıyla karşılığı olan günün mesai saati bitiminde sona erer. – (1) Hâkimin reddi, mensup olduğu mahkemeye verilecek dilekçeyle veyabu hususta zabıt kâtibine bir tutanak düzenlenmesi için başvurulması suretiyle yapılır. (2) Cumhuriyet savcısı; şüpheli, sanık veya bunların müdafii; katılanveya vekili, hâkimin reddi isteminde bulunabilirler. – (1) Hâkimin davaya bakamayacağı hâllerde reddi istenebileceği gibi,tarafsızlığını şüpheye düşürecek diğer sebeplerden dolayı da reddi istenebilir. (3) Yetkisizlik kararlarına karşı itiraz yoluna gidilebilir.
Disiplin amiri maiyetinden birinin disiplin tecavüzü veya disiplin kabahati teşkil eden bir fiilini “bizzat görerek”, “ihbar” veya “şikâyet” gibi çeşitli şekillerde öğrenebilir. Bazı hallerde bir gazete veya yayın organında yayımlanan bir haber veya kulaktan kulağa dolaşan bir rivayet dahi disiplin suçunun ihbarı niteliğinde kabul edilerek ilgili şahıs hakkında disiplin soruşturmasına başlanılması için yeterli olabilmektedir[308]. Maddesinde, Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığında kurulacak birer disiplin kurulunun kimlerden oluşacağı düzenlenmiş, yüksek disiplin kurulu hususunda İçişleri Bakanlığı Disiplin Kurulları ve Disiplin Amirleri Yönetmeliği hükümlerinin uygulanacağı belirtilmiş; 18 ve 19. Maddelerinde, kurullarda görevlendirilemeyecek ve kurul toplantılarına katılamayacaklar hükme bağlanmıştır. Askeri hâkim sınıfından atanmış bir disiplin subayı yoksa veya görevini yapmasını engelleyici nedenlerin (mesela izin, istirahat vb.) bulunması halinde herhangi bir sınıftan subay, teşkilatında disiplin mahkemesi kurulan kıta komutanı tarafından idari bir emirle disiplin subayı olarak görevlendirilir. Bu şekilde görevlendirilecek subayın teğmen, üsteğmen, yüzbaşı veya binbaşı rütbesinde olması şarttır.
Komisyonlar Yönetim Kurulunun görev süresi içinde Yönetim Kuruluna yardımcı olarak çalışırlar ve Yönetim Kuruluna çalışmaları hakkında yazılı bilgi verirler. Yönetim Kurulu da değerlendirerek sonucu Komisyona duyurur. Onur Kurulu soruşturmanın yapılması görevini kendi üyelerinden birine verebilir veya soruşturmayı kendisi yürütebilir. Vergi, resim, harç ve benzeri malî yükümlülüklerin muaflık, istisnalar ve indirimleriyle oranlarına ilişkin hükümlerinde kanunun belirttiği yukarı ve aşağı sınırlar içinde değişiklik yapmak yetkisi Bakanlar Kuruluna verilebilir. Siyasî partilerin gelir ve giderlerinin amaçlarına uygun olması gereklidir.
Derneklere ait belgeler, kaydedildikleri defterdeki kayıt sırasına uygun olarak numaralandırılır ve dosyalanarak saklanır\. Heyecan verici casinomhub oyunlarında oyna ve gerçek paralar kazan mostbet türkiye\. Bilanço esasına geçen dernekler, üst üste iki hesap döneminde yukarıda belirtilen haddin altına düşerlerse, takip eden yıldan itibaren işletme hesabı esasına dönebilirler. Yabancı derneklerin Türkiye’deki faaliyetleri çerçevesinde daha önce verilmiş izinlerle ilgili olarak istenen belgelerin verilmesi gerektiğinde, yeni izin başvurusunda geçerliliğini koruyan belgeler istenmez. İşbirliği yapma başvuruları, yabancı dernek adına ülkemizde işbirliği yapılacak dernek tarafından da gerçekleştirebilir. Başvurular, Bakanlığa doğrudan yapılabileceği gibi posta aracılığıyla da yapılabilir. Fiziki ortamda gerçekleştirilen toplantıların mevzuata aykırı yapılması durumunda uygulanan yaptırımlar elektronik ortamda yapılan toplantılar için de geçerlidir.
- Bunun yanında; kamu güvenliği, kamu düzeni ve genel sağlığın korunması amacıyla bir emir (genelge) yayımlanmış olabilir.
- 5) Yolcu taşımacılığı yetki belgesi sahiplerinin belediye sınırları içinde terminal dışındaki yerlerde yolcu indirilip bindirilebilmesi için, yetkili kurul KBB UKOME olup, ancak UKOME Kararı ile kendilerine izin verilmesi şarttır.
Eğitim ve öğretim, Atatürk ilkeleri ve inkılâpları doğrultusunda, çağdaş bilim ve eğitim esaslarına göre, Devletin gözetim ve denetimi altında yapılır. Toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkının kullanılmasında uygulanacak şekil, şart ve usuller kanunda gösterilir. Birinci fıkra hükmü, Silahlı Kuvvetler ve kolluk kuvvetleri mensuplarına ve görevlerinin gerektirdiği ölçüde Devlet memurlarına kanunla sınırlamalar getirilmesine engel değildir. Süreli veya süresiz yayınların suç soruşturma veya kovuşturması sebebiyle zapt ve müsaderesinde genel hükümler uygulanır. Kimse, Devletin sosyal, ekonomik, siyasî veya hukukî temel düzenini kısmen de olsa, din kurallarına dayandırma veya siyasî veya kişisel çıkar yahut nüfuz sağlama amacıyla her ne suretle olursa olsun, dini veya din duygularını yahut dince kutsal sayılan şeyleri istismar edemez ve kötüye kullanamaz.
Şu halde, ruhsatı iptal edilen işyeri sahibi, bu iptal işleminin hukuka aykırı olduğunu düşünüyorsa, işlemi yapan idareye karşı dava yoluna başvurabilir. Ancak doğrudan iptal davası açmadan önce kararın tebliği tarihinden itibaren 30 gün içerisinde itiraz yoluna da gidilebilir. İtiraz yoluna gidilmesi dava açmaya ilişkin süreyi durdurmaktadır. İdare, itirazı reddeder veya 30 gün içinde itiraza herhangi bir yanıt vermezse bu durumda idari işlemin iptali davası açılabilir. Ancak idareye dava açmadan önce itirazda bulunmak bir zorunluluk olmayıp tercihe göre doğrudan dava açılması yoluna da gidilebilir. Türk Hukuku, tarafların mahkemelerde kendilerini bizzat savunmalarına ve temsil etmesine imkan tanımakta olup, tarafların mahkemelerde temsil edilmek için avukat tutması, bazı istisnalar dışında zorunlu değildir. Son derece ayrıntılı düzenlemeler içeren idari yargı sürecinde hak kaybına uğranılmaması için, herhangi bir işlem yapılmadan önce “İdare Hukuku” alanında hizmet veren avukatlardan hukuki destek alınmasını tavsiye ederiz.
F) Mahkeme başkanı, duruşmanın düzenini bozan sanığı veya müdafii ogünkü oturumun tamamına çıkmamak üzere, duruşma salonundan çıkartır. Bunların,sonra gelen oturumda da duruşmayı önemli ölçüde aksatacak davranışlara devamedecekleri anlaşılırsa ve hazır bulunmaları gerekli görülmezse, yokluklarındaduruşmaya devam olunmasına mahkemece karar verilebilir. Bu karar, esasa ilişkiniddia ve savunmanın yapılmasına engel olacak biçimde uygulanamaz ve sanığınkendisini başka bir müdafi ile temsil ettirmesine izin verilir. Duruşmasalonundan çıkartılan sanık veya müdafiin bundan sonraki oturumlarda da duruşmanındüzenini bozmakta ısrar etmeleri hâlinde, bir daha aynı dava ile ilgilioturumların tamamına veya bir kısmına katılmamalarına da karar verilebilir. Buhüküm müdafi hakkında uygulandığı takdirde, durum ilgili baroya bildirilir. Buhalde de sanığın kendisini başka bir müdafi ile temsil ettirmesi için uygun birsüre verilir. Oturumların bir kısmına ya da tamamına katılmamasına kararverilen müdafi Avukatlık Kanununun 41 inci maddesinin ikinci fıkrası gereğincetayin edilmiş ise durum, kendisini tayin eden mercie de bildirilir. Duruşmasalonundan çıkartılan sanık veya müdafii tekrar duruşmaya alındıklarında,yokluklarında yapılan iş ve işlemlerin esaslı noktaları kendilerine bildirilir.Sanık ya da müdafii dilerse yokluklarındaki tutanak örnekleri de kendilerineverilir. Duruşma salonundan çıkartılan veya oturumlara katılmamalarına kararverilen sanık veya müdafiler mahkemenin tayin edeceği süre içerisinde yazılısavunma verebilirler. Gazeteci; halkın bilgi edinme hakkı uyarınca, haber alma, yorum yapma ve eleştirme özgürlüğünü kullanırken kendi açısından sonuçları ne olursa olsun, gerçekleri çarpıtmadan aktarmak zorundadır.2. Gazeteci; başta barış, demokrasi, hukukun üstünlüğü laiklik ve insan hakları olmak üzere; insanlığın evrensel değerlerini, çok sesliliği, farklılıklara saygıyı savunur.3. Gazeteci; milliyet, ırk, etnisite, cinsiyet, cinsel kimlik, cinsel yönelim, dil, din, mezhep, inanç, inançsızlık, sınıf, dünya görüşü ayrımcılığı yapmadan tüm uluslar, halklar ve bireylerin haklarını tanır, saygı gösterir.4.
Bir asker kişinin suç teşkil eden fiiliyle ilgili yasal işlem yapmaya amiri yetkili olduğundan maddede “mavefk (üst)” kelimesinin kullanılması yanlıştır[64]. Nitekim uygulamada bu suçun faili “üst” yerine “amir” olarak anlaşılmaktadır. Bir astın suç teşkil eden fiilinin herhangi bir üst tarafından görülüp, yetkili amire bildirilmemesi durumunda 477 SK’nun 54. (2) Bu fiilin bir ticari işletmenin faaliyeti çerçevesinde işlenmesi halinde işletme sahibi gerçek veya tüzel kişiye bin Türk Lirasından beşbin Türk Lirasına kadar idari para cezası verilir. Bu tespit çerçevesinde esas konumuz olan, Kabahatler Kanununa göre belediyelerin cezalandırma yetkileri incelenmiştir. Bu inceleme yapılırken de, kanun sıralaması doğrultusunda belediyenin doğrudan yetkilendirilmediği kabahat (ceza) türlerine de kısaca yer verilmiştir. Kanundaki kabahat türleri incelendikten sonra Kabahatler Kanunu ile getirilen süreç yorumlanmıştır. Bu süreçte en önemli husus olan, yargı yolu ile ilgili hükümlerin içeriği, Anayasa ile çelişmesi, mahkeme kararlarıyla birlikte irdelenmiştir. Bu hükümle,bazı mekanlarda tütün mamulü kullanılması halinde idari para cezası verilmesi koşullarının düzenlendiğini görmekteyiz. Ancak anılan fiil Kabahatler Kanununda üç fıkralık bir “kabahat” şeklinde düzenlenmiş olmakla birlikte anılan fiil çok daha ayrıntılı ve geniş kapsamlı olarak bir kanun konusu (4207 SK) olmuştur. Maddesinde düzenlenen “emre aykırı davranış” fiiliyle de örtüşmesi sözkonusu olabilir. Örneğin, belediye “otogarlarda bağırarak ve fiilen müşteri toplamayı” yasaklamış ve bu yasağa aykırı fiil tespit etmiş olabilir.